Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/7668 E. 2015/19975 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7668
KARAR NO : 2015/19975
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Uludere Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2014
NUMARASI : 2012/73-2014/28

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden taşınmazın 587,93 m2’lik kısmı toprak yol olarak tespit edilmiş bunun üzerine davacı toprak yolun geçtiği taşınmaz için davasını men’i müdahale ve toprak yolun kal’i olarak ıslah etmıştir.Bu ıslah üzerine inşaat bilirkişisinden rapor alınmaş ancak bu raporda toprak yol olan 587,93 m2’lik kısım için bir hesap yapılmadığı gibi toprak yolu kapsayıp kapsamadığı açıklanmaksızın harfiyat alanı olarak 710 m2 belirtilmiştir. Hüküm 587,93 m2’lik kısmın sadece zemin bedeli hesap edilerek kurulmuş olduğuna göre;
1)16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre “taşınmazına kamulaştırmasız el konulan şahıs ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmaz değerinin tahsili davası da açabilir.” Bu durumda öncelikle;
Dava konusu taşınmazdan geçirilin yol ile bu yolun yapımım sırasında oluşan harfiyat ve kazı alanlarının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ayrı ayrı tespit edilmesinden sonra yol ve harfiyat alanı olarak el atılan alanların kaldırma masrafları ile taşınmazın arazi olarak kullanmaya elverişli hale getirilmesi için yapılacak giderler hesaplandıktan sonra, bunların toplam bedeli zemin bedelinden fazla olduğu takdirde zemin bedeline, aksi halde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2)Dava konusu taşınmazın bitişiğinden yol geçtiği düşünüldüğünde, kamulaştırmadan arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu göz önüne alındığında bu kısımda %5 oranında değer artışı olacağı düşünülmeden daha az oranda değer artışı kabul edilerek fazla bedel tespiti,
3)Bilirkişi raporunda ağaç bedellerinin dosya arasındaki tespit formu dikkate alınarak yapıldığı yazılı olduğu halde; mevcut tespit formunun dava konusu taşınmaza ait olmadığı bu durumda bilirkişilerin ağaç bedelini nasıl ve nereden temin ettikleri açıklığa kavuşturulmadan ağaç bedeline hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.