Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/7554 E. 2015/13102 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7554
KARAR NO : 2015/13102
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2013
NUMARASI : 2012/421-2013/249

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek yapıya değer biçilmesi doğrudur.
Zemin yönünden alanın rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal olarak kabul edilen taşınmazın, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine getirtilen Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonunca belirlenen emlak vergisine esas m2 değerleri karşılaştırıldığında, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz aynı değerde oldukları halde, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 2,5 kat daha değerli olduğunun kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, emsal taşınmaz üzerinde bulunan yapı ile birlikte satıldığı halde değerlendirme yapılırken yapı değeri arsa değerinden indirilmediği ve sonuç olarak; emsal taşınmazın serbest alım satımları yansıtmamakla birlikte başka emsal temin edilemediğinden en uygun emsal olarak değerlendirmeye alındığı değerlendirildiğinden, alınan rapor inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü serbest satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi,
2-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 19.10.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden,
Mahkeme kararının açıklanan nedenle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.