Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/7420 E. 2015/20306 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7420
KARAR NO : 2015/20306
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2014/120-2014/705

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
1-Yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek biçen değerin tesbiti doğrudur. Ancak;
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor zemin bedeli yönünden hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dava konusu ile emsal taşınmazın emlak vergisine esas olan m² rayiç değerlerinin karşılaştırılmasında; emsalin, dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunun belirtilmesine rağmen, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın, emsalden daha değerli olduğu kabul edilerek bedel tespit edildiğinden, alınan rapor inandırıcı değildir.
Bu nedenle, taraflara emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması; lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Tapu kaydındaki davalılardan İ.. A.. payındaki Sulh Hukuk Mahkemesine ait ihtiyati tedbir kararının devam edip, etmediği ve devam ediyorsa mahiyeti araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.