Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/6932 E. 2015/20345 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6932
KARAR NO : 2015/20345
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2014
NUMARASI : 2014/148-2014/1089

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru olduğu gibi, üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde de yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Hükme esas alınan 11.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların toplam bedeli 45.415,50-TL olduğu halde, maddi hata sonucu bu bedelin raporda 39.230,48-TL olarak gösterilmesi suretiyle kamulaştırma bedelinin eksik tespiti,
2)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında 88 parsel lehine bulunan geçit hakkı şerhinin dayanağı olan kesinleşmiş mahkeme kararları dahil her türlü belgeler tapu sicil müdürlüğünden getirtilip, bu geçit hakkının taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğü yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan rapora göre hüküm kurulması,
3)Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve acele el koyma bedelinin tamamı dava tarihi olan 06.02.2014 tarihinden önce 30.12.2013 günü davacı idarece bankaya bloke edildiğinden, acele el koyma bedeline faiz işletilmemesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.