Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/6041 E. 2015/17496 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6041
KARAR NO : 2015/17496
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2014
NUMARASI : 2014/129-2014/715

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor uyarınca yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Dava konusu ile emsal taşınmazın emlak vergisine esas olan metrekare rayiç değerlerinin karşılaştırılmasında; emsalin, dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi raporunda nedeni açıklanmadan dava konusu taşınmazın, emsalden daha değerli olduğu kabul edilerek bedel tespit edildiği gibi, dava konusu taşınmaz kadastral parsel, emsal alınan taşınmaz ise imar parseli olduğu halde, emsal incelemesi sonunda bulunan bedelden Düzenleme Ortaklık Payı indirilmeden bedel tespit edildiğinden, alınan rapor inandırıcı değildir.
Bu nedenle; taraflara yeniden emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması; lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binalara değer biçilirken, değerlendirme tarihindeki bayındırlık birim fiyatlarının esas alınması gerekir. Karar tarihi dikkate alındığında, değerlendirme tarihi olan 2014 yılı bayındırlık birim fiyatları açıklanmış olup, bu değerlerin esas alınması suretiyle belirlenen bedele hükmedilmesi gerekirken, bir önceki yıl birim fiyatlarının dava tarihine eskale edilmesi suretiyle, bedel belirleyen raporun hükme esas alınması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.