Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/5181 E. 2015/11065 K. 14.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5181
KARAR NO : 2015/11065
KARAR TARİHİ : 14.05.2015

MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/540-2014/627

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince, davaya bakmanın idari yargının görevi dahilinde olduğundan bahisle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle, dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz imar planında okul alanı olarak ayrılmış ise de; dosya içindeki delil ve belgelere göre, taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Davalı idare harçtan muaf olduğundan, maktu harcın da iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Görevsizlik hususu yasal değişiklikten kaynaklandığından davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
a-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3.bendinin çıkartılmasına, yerine (Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan 29,70 TL ile ıslah yoluyla alınan 231,25 TL Toplam 260,95 TL harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine,) cümlesinin yazılmasına,
b-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5.bendinin tümüyle çıkartılmasına, yerine (Görevsizlik hususu yasal değişiklikten kaynaklandığından davalı lehine veaklet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.