Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/4836 E. 2015/17141 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4836
KARAR NO : 2015/17141
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2014
NUMARASI : 2013/1056-2014/589

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalı C.. A.. vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalı C.. A.. vd. vekillerince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazda sebze tarımı yapıldığı belirtilmiş ise de; hangi sebzelerin münavebede esas alındığı açıklanmadan tarla sebzeciliği adı altında değer biçilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Bu nedenle, münavebe ürünü olarak değer biçmede esas alınan sebzelerin ayrıntılı ve açıkça neler olduğu belirtilip, her birinin net gelirine göre hesaplama yapılması ve dekar başına verim miktarlarının İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2013 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorulup, rapor denetlendikten sonra, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine, dosya kapsamına göre objektif değer artırıcı unsurun olamayacağının gözetilmemesi,
3-Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının keşif tarihi itibari ile 6495 sayılı yasa uyarınca köyde yapılan ilanın askıdan indiği 12.09.2013 tarihinden önce yapıldığı sabit olup, Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesi uyarınca yapı bedellerinin tahsiline karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının iç ve dış özellikleri ayrıntılı olarak incelenerek, elektrik, içme suyu, kanalizasyon tesisatlarının su ve elektrik aboneliklerinin olup olmadığı, ıslak ve kuru zemin kaplamaları ile çatı kaplaması vs. gibi bir meskende olması gereken tüm unsurları bulunup, bulunmadığı araştırılıp, buna göre varsa eksik imalatlar belirlendikten sonra yapı sınıfı ile eksik imalat oranı tespit edilmek suretiyle binaya bedel belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gözetilmeden, sadece zemin bedeline hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalı C.. A.. vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare ile davalı C.. A.. vd.’den peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.