YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4744
KARAR NO : 2015/17295
KARAR TARİHİ : 15.10.2015
MAHKEMESİ : Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/07/2014
NUMARASI : 2014/262-2014/586
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
1-HGK’nun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan defterdar burada Hazineyi temsil etmemekte aksine kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır. Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da Hazine adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir.
Bu nedenle bu davada 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde “kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır.” hükmüne yer verilmişse de, burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkeme hükmü davalı kayyım tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, peşin yatırılması gereken harç ödenmemiştir. Bu noksanlık, HUMK’nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle giderildikten,
2-Mahkeme hükmü, davalı ……. Konut Yapı Kooperatifi vekilince temyiz edilmişse de, peşin yatırılması gereken harç ödenmemiştir. HUMK.nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle bu eksiklik giderildikten sonra,
3-Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğü’nden ayrı ayrı sorulduktan,
4-Değerlendirme tarihi olan 2014 yılında, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırıldıktan,
5-Dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak değerlendirilen taşınmazın hükümet konağı, adliye, belediye ve hastane gibi yerlerin şehir planı üzerinde fen bilirkişisine işaretlettirildikten,
6-Bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazın satışına ilişkin akit tablosunun ilgili Tapu Müdürlüğü’nden getirtildikten,
Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.