Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/3935 E. 2015/17120 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3935
KARAR NO : 2015/17120
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ : Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2013/344-2014/249

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı idare ile davalılardan B. A. vd. vekillerince temyiz edilmiştir.
Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alının bilirkişi raporunda taşınmazda sebze tarımı yapıldığı belirtilmiş ise de, hangi sebzelerin münavebede esas alındığı açıklanmadan tarla sebzeciliği adı altında değer biçilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Bu nedenle, münavebe ürünü olarak değer biçmede esas alınan sebzelerin ayrıntılı ve açıkça neler olduğu belirtilip, her birinin net gelirine göre hesaplama yapılması ve dekar başına verim miktarlarının İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2013 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorulup rapor denetlendikten sonra, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesinde ” Mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz malda yeni inşaat veya ekim ve mevcut inşaata esaslı değişiklikler getirmek gibi kullanım hakları kalkar. Bundan sonra yapılanların değeri dikkate alınmaz ” hükmü yer almakta olup, mal sahibinin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasından sonra, tescil kararı verilmesinden önce karışık meyve fidanlarını diktiği ve 6495 sayılı Yasa ile Kamulaştırma Kanununa eklenen hüküm kapsamında bulunmayan fidanların kanundan kaynaklanan bir hakkın kullanılması sonucu dikilmesinin iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek karışık meyve fidanının maktu bedeli il Tarım Müdürlüğünden sorulup karşılığına hükmedilmesi gerekirken, dava açıldıktan sonra dikildiğinden bahisle fidanların bedeline hükmedilememesi,
3-Mahkeme gözleminde tek katlı beton ev olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının iç ve dış özellikleri ayrıntılı olarak incelenerek, elektrik, içme suyu, kanalizasyon tesisatlarının su ve elektrik aboneliklerinin olup olmadığı, ıslak kuru zemin kaplamaları ile çatı kaplaması vs. gibi bir meskende olması gereken tüm unsurları bulunup, bulunmadığı araştırılıp, buna göre varsa eksik imalatlar belirlendikten sonra buna göre yapı sınıfı ile eksik imalat oranı tespit edilmek suretiyle binaya yeniden bedel belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece zemin bedeline hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.