Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/27040 E. 2016/6150 K. 24.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27040
KARAR NO : 2016/6150
KARAR TARİHİ : 24.03.2016

MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın baraj gölü alanı olarak tapudan terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 09/06/2015 gün ve 2015/185 Esas – 2015/13005 Karar sayılı ilama karşı davacı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların baraj göl alanı olarak terkini istemine ilişkin davanın kabulüne dair karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davacı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davacı idare vekilinin sair karar düzeltme istekleri HUMK’un 440.maddesinde yazılı nedenlere uymadığından yerinde değildir.Ancak,
Dava konusu 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 29.04.2013 tarihinde davalı tarafından satılmış olduğu bu kez yapılan incelemede anlaşılmakla,
Davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin bu yönden kabulu ile Dairemizin 09.06.2015 gün ve 2015/185-13005 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların baraj göl alanı olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arazi niteliğindeki taşınmazlara net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.
Bu nedenle taraf vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
1)Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesinde ”Mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz malda yeni inşaat veya ekim ve mevcut inşaata esaslı değişiklikler getirmek gibi kullanım hakları kalkar. Bundan sonra yapılanların değeri dikkate alınmaz” hükmü yer almakta olup, mal sahibinin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasından sonra, tescil kararı verilmesinden önce inşa ettiği ve 6495 sayılı Yasa ile Kamulaştırma Kanununa eklenen hüküm kapsamında bulunmayan yapıların kanundan kaynaklanan bir hakkın kullanılmasının da iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek bedeline hükmedilmesi gerekirken, dava açıldıktan sonra yapıldığından bahisle yapıların bedeline hükmedilmemesi,
2)Dava konusu taşınmazların yeri, konumu ve köy yerleşim yerlerine uzaklıkları belirlenip, bu özelliklerine göre, belirlenen metrekare birim bedellerine objektif değer arttırıcı unsur ilave edilip edilemeyeceği hususu tartışılmadan eksik inceleme sonucu hüküm kurulması,
3)Dava konusu 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 29.04.2013 tarihinde davalı tarafından satılmış olduğu anlaşıldığından, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Yasanın 14/5. maddesi gereğince yeni malik Ahmet Taşdemir’in davaya dahil edilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının ve davacı idareden peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.