YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/24901
KARAR NO : 2016/3568
KARAR TARİHİ : 25.02.2016
TARİHİ : 29/08/2014
NUMARASI : 2014/79-2014/659
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekili ile davalı yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince ve davalıca temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Emsal taşınmazın Dairemizin 2015/17811 Esas sayılı dosyasına gönderilen tapu kaydına göre satış tarihi 17.07.2008 olduğu halde, 17.07.2003 olduğu kabul edilerek taşınmazın m² değerinin belirlenmesi nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu geçersizdir
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve belediye, adliye, hükümet konağı, okul, hastane gibi yerlere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Kabule göre de;
a) Dava konusu taşınmaz arsa paylı olup, tapu kaydına göre, davacı dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıya da maliktir. Bu nedenle keşif tarihi itibariyle arsa üzerinde bulunmayan yapının davacı idarece yıkıldığının tespiti halinde ilgili bilgi ve belgeler getirtilerek davacıya ait bağımsız bölümle ilgili olarak yapı değerinin de tespiti gerektiğinin düşünülmemesi,
b)Faiz başlangıç tarihini 14.06.2014 olması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
c) Dava konusu taşınmaz Kültür mahallesinde bulunduğu halde yazılı şekilde karar verildiği gibi, hüküm fıkrasında dava konusu taşınmazın arsa payı ve bağımsız bölümü de belirtilmek suretiyle tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazı zorlaştırıcı karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekili ile davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.