Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/24899 E. 2016/3829 K. 29.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/24899
KARAR NO : 2016/3829
KARAR TARİHİ : 29.02.2016

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar ve ecrimisil bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar,davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bozma ilamına uyulmuş ise de gerekleri yerine getirilmemiştir.Şöyle ki;
Kamulaştırmasız el atma davalarına Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca, arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz il merkezinde bulunduğu dikkate alındığında; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, emsal alınacak taşınmazın satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, hükümet konağı, adliye ve belediye binası gibi ilçenin merkezi yerlerine uzaklığı, emsallere olan mesafesini de gösterir işaretlenmiş krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.