Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/22838 E. 2016/2136 K. 11.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22838
KARAR NO : 2016/2136
KARAR TARİHİ : 11.02.2016

MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/08/2015
NUMARASI : 2014/230-2015/204

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bozma kararı uyarınca bilirkişi heyetinden dört kez ek rapor alınmıştır. 12.12.2014 havale tarihli ek raporda enerji nakil hattı nedeniyle maden rezervinden gelecek kar kaybı hesaplanarak bedel 1.398.385,96TL olarak belirlenmiş, 25.02.2015 havale tarihli ek raporda, ilk ek raporda belirlenmiş olan bedele bozma kararı öncesinde taşınmaza sulu tarla olarak biçilen değer üzerinden hesaplanan irtifak hakkı karşılığı ile pilon bedeli eklenmek suretiyle bedel 1.826.694,00TL olarak belirlenmiş, 29.04.2015 tarihli ek raporda net maden gelirine göre bedel 1.961.025,33TL olarak belirlenmiş, hükme esas alınan 03.06.2015 tarihli ek raporda ise yine maden gelirine göre, bu kez 3.283.905,33TL olarak bedel tespit edilmiş olup, her ne kadar 29.04.2015 ve 03.06.2015 tarihli ek raporlarda taşınmaza değer biçilmesi yöntem olarak doğru ise de; aynı bilirkişi heyetince farklı gerekçelerle bu kadar farklı bedeller hesaplanması nedeniyle raporlar inandırıcı değildir.
Bu durumda, yeniden oluşturulacak, işletilen maden ocağı konusunda uzman bilirkişi kurulu eşliğinde resmi kurumlardan (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, vs.) maden işletmesine ilişkin resmi veriler getirtilip, yapılacak keşif sonucunda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, –/–
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.