Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/20434 E. 2016/440 K. 20.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20434
KARAR NO : 2016/440
KARAR TARİHİ : 20.01.2016

MAHKEMESİ : Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2008
NUMARASI : 2006/206-2008/104

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Kamulaştırmasız el atma davalarında Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca, arsalara değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre bedel biçilmesi gerekir. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihlerindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle dava konusu taşınmaza değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların tüm özellikleri karşılaştırılıp eksik ve üstün yönleri açıkça belirtilmeden soyut ifadelerle değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden

sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dava konusu 1201 parsel sayılı taşınmaz imar uygulamasına tabi tutularak, davacıya önce 1597 ada 21 parselden ve daha sonraki imar uygulaması ile 1856 ada 19 parsel sayılı taşınmazdan pay tahsis edildiği ve davacı adına yeni tapu kayıtlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Bu itibarla; şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilip mahallinde yeniden keşif yapılarak imar uygulaması sonucu oluşan 1856 ada 19 parselin tapu kaydı zemine uygulanıp imar uygulaması öncesindeki taşınmaz ile aynı yerde kalıp kalmadıkları tespit edildikten sonra, imar planındaki özgülenme durumları ile yeni oluşan parsele davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.