Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/19334 E. 2015/20155 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19334
KARAR NO : 2015/20155
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2013/47-2014/150

Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacağın tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca BOZULMASINA hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 23.12.2014 gün ve 2014/129485 Esas – 2014/31208 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacağın tahsili istemine ilişkin davada; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce bozulmuş, Tarafların karar düzeltme talebi üzerine Dairemizce yapılan incelemede temyiz inceleme görevinin Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan bahisle dosya görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na gönderilmiş, Hukuk İnceleme Kurulu’nun 14.07.2015 gün ve 2015/10559 – 12283 sayılı kararı ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan ve 11/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren yasa gereğince, yapılan inceleme sonucu hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi görevinin Dairemize ait olduğu belirtilerek dosya Dairemize gönderilmiştir.
Bunun üzerine tarafların karar düzeltme talebinin kabulüne,Dairemizin 23.12.2014 gün ve 2014/29485-31208 sayılı kararının kaldırılmasından sonra işin esasının incelenmesinde;
Dava sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacıların Ataşehir İlçesi, Karaman Çiftliğinde bulunan 16 parsel sayılı taşınmazın 1750/454440 hissesini satın aldığı, 16 parselin 08.10.1987 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği, daha sonra da Anadolu Bankası’na satıldığı, ondan da Anadolu Tekstil İnşaat Şirketine geçtiği, taşınmazın 29.11.1988′ de 2424 ve 2425 parsel olarak ifraz edildiği, 2424 parselin tamamının Anadolu Tekstil İnşaat Şirketi 2425 parselin de muhtelif şahıslar adına tescil edildiği, Anadolu Tekstil İnşaat Şirketi’nin ünvanının Emlak Yapı A.Ş. olarak tashih edildiği, en son olarak da Emlak Konut olduğu, bu arada davacıların da aralarında bulunduğu şahıslar tarafından 2424 sayılı parsel hakkında tapu iptali ve tescil davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Kadıköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/741-1992/585 sayılı kararı ile 2424 sayılı parselin davacıların hisseleri oranında tapusunun iptali ile satın aldıkları şekilde adlarına tesciline hükmedildiği, bu davanın devamı sırasında 2424 sayılı parselde imar uygulaması yapıldığı bu nedenle tescil hükmünün tapuya işlenmediği, imar uygulaması iptal edilse de yeniden imar uygulamaları yapılırken davalı Emlak Konut’un taşınmazı davacıların hisseleri de dahil olmak üzere muhtelif şahıslara sattığı, davacıların da bu nedenle sebepsiz zenginleştiği ileri sürülen davalı aleyhine iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Davanın konusunu oluşturan taşınmaz arsa niteliğinde olup, arsalara özel amaçlı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.
Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme sonucu uygun emsal bulunmadığından, piyasa rayiçlerine göre değer biçen geçersiz rapora göre karar verilmesi,
2-Davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 08.06 2012 tarihi esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelden davalının ödediği miktar düşülerek kalan bedelin değerlendirme tarihi olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de davalı idare lehine davanın reddedilen kısmı üzerinden vekalet ücretin hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.