Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/1876 E. 2015/17118 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1876
KARAR NO : 2015/17118
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ : Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/07/2014
NUMARASI : 2013/452-2014/371

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan C.. N.. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı idare ile davalılardan C.. N.. vekillerince temyiz edilmiştir.
Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alının bilirkişi raporunda taşınmazda sebze tarımı yapıldığı belirtilmiş ise de, hangi sebzelerin münavebede esas alındığı açıklanmadan tarla sebzeciliği adı altında değer biçilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Bu nedenle, münavebe ürünü olarak değer biçmede esas alınan sebzelerin ayrıntılı ve açıkça neler olduğu belirtilip, her birinin net gelirine göre hesaplama yapılması ve dekar başına verim miktarlarının İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2013 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorulup rapor denetlendikten sonra, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma Kanununun 25/2. Maddesinde ”Mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz malda yeni inşaat veya ekim ve mevcut inşaata esaslı değişklikler getirmek gibi kullanım hakları kalkar. Bundan sonra yapılanların değeri dikkate alınmaz” hükmü yer almakta olup, mal sahibini kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasından sonra, tescil kararı verilmesinden önce inşaat yapıldığı ve 6495 sayılı Yasa ile Kamulaştırma Kanununun eklenen hüküm kapsamında bulunmayan binanın kanundan kaynaklanan bir hakkın kullanılması sonucu yapılmasının iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek karşılığına hükmedilmesi gerekirken, dava açıldıktan sonra yapıldığından bahisle yapı bedeline hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalılardan C.. N.. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.