Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/18560 E. 2016/9026 K. 04.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18560
KARAR NO : 2016/9026
KARAR TARİHİ : 04.05.2016

MAHKEMESİ : Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/06/2015
NUMARASI : 2014/933-2015/369

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırmasız yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur.Ancak;
Beş kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapıldığı halde, ilk bilirkişi kurulu raporunda iki bilirkişinin başka mahallelerden emsaller inceleyerek 630 TL/m2 bedeli belirlediği, diğer üç bilirkişinin ise şerh raporu adı altında dava konusu taşınmaz ile aynı mahallede bulunan başka bir emsali inceleyerek 300 TL/m2 belirlediği, aynı bilirkişi kurulundan ek rapor istenmesi üzerine 300 TL/m2 birim fiyatı yönünde görüş bildiren mülk bilirkişilerinden birinin ek raporda görüş değiştirdiği göz önüne alındığında yapılan emsal incelemesi inandırıcı ve hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu nedenle;
Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken, dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerektiğinden, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tesbiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır.
Bu itibarla; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 04/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.