Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/17368 E. 2015/20666 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17368
KARAR NO : 2015/20666
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2015
NUMARASI : 2013/170-2015/109

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın Orman Genel Müdürlüğü yönünden husumetten reddine, Maliye H.. H..si yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı H.. H.. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece Orman Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, H.. H.. aleyhinde açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı H.. H.. vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının da hissedarı olduğu 917 ada 3, 969 ada 1 ve 971 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle Orman Genel Müdürlüğünce meni müdahale ve tapu kaydının iptali için 02.06.1972 tarihli dileçe ile açılıp, Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/1000-1979/856 sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda taşınmazlardan 917 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın 37.632 m2’lik, 969 ada, 1 parselin 14336 m2’lik, 971 ada, 1 parselin ise 5376 m2’lik kısmının devlet orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle tapu maliklerinin müdahalelerinin men’inve, taşınmazların belirtilen bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile orman içine alınmasına karar verildiği ve söz konusu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 28.06.1982 tarihinde kesinleşerek tapu kaydı iptal olunan bölümlerin 1999 yılında H.. H.. adına tescilinin sağlandığı ve davacıların tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğradıkları zararın tazmini için iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.

4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, devletin sorumluluğu için önem taşımayıp sadece, Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir.
Açıklanan nedenlerle, TMK’nun 1007.maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 60.maddesindeki (6098 sayılı yasanın72.maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK’nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı yasanın 125.maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır.
Bu durumda, dava konusu somut olaydaki tazminat isteğinin temelini oluşturan tapu iptaline ilişkin mahkeme kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı H.. H.. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.