Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/17160 E. 2015/23941 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17160
KARAR NO : 2015/23941
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ: Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/254-2014/224

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaz ile aynı yerde bulunan ve aynı proje kapsamında kamulaştırılan 858 ada, 281 parsel ile, 68 ada, 25 parsele ilişkin olarak aynı mahkemenin 2013/255 ve 2013/528 esas sayılı dava dosyalarında taşınmazların metrekaresine sırasıyla 9,20-TL ve 7,49-TL üzerinden değer biçildiği gibi, gerek yukarıda belirtilen taşınmazların, gerekse bu davada dava konusu yapılan taşınmazın emlak vergisine esas rayiç değeri aynı olduğu halde, bu dosyada, taşınmaza, 217,00 TL metrekare bedeli üzerinden değer biçildiği ve raporda diğer dava dosyalarda belirlenen bedelden ayrılma gerekçeleri belirtilmediğinden bilirkişi raporu inandırıcı değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.