Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/17152 E. 2015/23943 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17152
KARAR NO : 2015/23943
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ : Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/528-2014/270

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; Dava konusu taşınmazın emsal alınan 96 ada, 5 parsel sayılı taşınmaz ile aynı değerde ve her iki taşınmazın da emlak vergisine esas birim değeri 30,84 TL./M2 olduğunun anlaşılmasına rağmen, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazın % 16 sı değerinde olduğu kabul edilerek değer biçildiği, ayrıca dava konusu taşınmaza yakın yerde bulunan ve aynı proje kapsamında kamulaştırılan 72 ada, 14 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak aynı mahkemenin 2013/254 esas sayılı dava dosyasında taşınmazın metrekaresine 217,00 TL. Metrekare bedeli üzerinden değer biçildiği ve raporda bu dosyadaki bedelden ayrılma gerekçeleri belirtilmediğinden, dava konusu taşınmazın metrekaresine dava tarihi itibari ile 7,49 TL. üzerinden değer biçen bilirkişi raporu inandırıcı değildir.

Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılan 74.222,93 M2. yüzölçümündeki bölümü yerine, tamamı hakkında tescil kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, traflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.