Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/16130 E. 2016/478 K. 20.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16130
KARAR NO : 2016/478
KARAR TARİHİ : 20.01.2016

MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2011
NUMARASI : 2011/17-2011/571

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1) 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendindeki “tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder.” hükmü uyarınca, dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut şerhin hükümsüz kalacağı ve değerinde herhangi bir azalışa sebebiyet vermeyeceği dikkate alınarak, bu hususta bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Her ne kadar mahkemece, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 271,19 metrekarelik kısmında % 85 oranında değer kaybı meydana geldiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; bu bölümün, yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında kullanım imkanı kalmadığı sabit olduğu gibi, davacı vekili tarafından verilen 08/08/2011 tarihli dilekçede bu bölümün tamamının bedeline

hükmedilerek idare adına tescil edilmesini talep ettiği, davalı vekilinin de temyiz dilekçesinde aynı talepte bulunduğu gözetilerek, kamulaştırmadan artan kısmın tamamının bedeline hükmolunarak idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi,
3- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 08/05/2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden,
Mahkeme kararının açıklanan nedenle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.