Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/14460 E. 2015/21967 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14460
KARAR NO : 2015/21967
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/510-2013/97

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: verilen kararın tavzihi isteminin reddine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Talep, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine dair verilen kararın tavzihi istemine ilişkindir.
Mahkemece tavzih isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; 887,55 m2 lik dava konusu taşınmazın, dava tarihinde tapusuz olduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinden sonra temyiz aşamasında, kamulaştırma işlemine konu olan dava konusu parselin bulunduğu yerde 20.03.2014 tarihinde yapılan kadastro çalışması ile 1.163,49m2 yüzölçümündeki 13 ada 7 parselin çapa bağlanarak dava dışı Naim oğlu Raif Yiğit adına tespit edildiği, ancak bu durumun dosya kapsamına yansımadığından hükmün onandığı, ve 08.09.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte 13 ada 7 parsel sayılı taşınmazla dava konusu taşınmazın aynı taşınmaz olup olmadığı ve ayrıca dava konusu taşınmazın el atılan kısımının yeni oluşan taşınmazın hangi kısmında kaldığı dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, 13 ada 7 sayılı taşınmaz maliki de yargılanma sırasında davaya dahil edilmiş değildir.
HMK.nın 305.maddesinde yer alan; ”Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir” hükmü gözetildiğinde, tavzih ile istenen hususun yeniden yargılamayı gerektirdiği ve tavzih yolu ile düzeltilebilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından tavzih talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmememiştir.
Davacı idare vekilinin temyzi itirazları yerinde olmadığından açıklanan nedenlerle tavzih talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının ONANMASINA, idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, 25/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.