YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13250
KARAR NO : 2016/1099
KARAR TARİHİ : 26.01.2016
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2014
NUMARASI : 2012/511-2014/50
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddede belirtilen yasal düzenleme uyarınca reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazdaki davacılar payının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararının 14.09.2015 günü yürürlüğe girmesi ile; 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddesinin iptal edildiği anlaşılmakla bu maddenin uygulanması mümkün değildir.
Öte yandan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun yapılan tebligatla başlar.
Kamulaştırma işleminin davacılardan Ömer Lütfi Yaman ve B.. B..’ya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 2942 sayılı Yasanın 14. maddesinde belirtilen 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı anlaşılmakla, bu davacılar tarafından açılan davanın bu gerekçeyle reddi yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğrudur. Ancak;
Malikin adresi 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesi ile Tebligat Kanununun 28. maddesi hükümlerine göre araştırılıp, adresinin tespit edilememesi halinde ilanen tebliğ yoluna başvurulması gerekir. Kamulaştırma işlemleri davacılardan M.. B.. ve R.. G..’e 10.01.1987 gününde ilanen tebliğ edilmiş ise de, adres araştırması için yazılan yazı üzerine Nüfus Müdürlüğü tarafından “adı geçenlere ait hane, cilt ve sahife numaraları bildirilmediğinden adreslerinin tespit edilemediği” bildirildiği halde, eksiklik giderilmeden ve yasada aranan koşullar yerine getirilmeden yapılan ilanen tebligat geçersizdir.
Açıklanan nedenlerle; bu davacılar yönünden mahkemece işin esasına girilerek, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.