Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/11902 E. 2015/19827 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11902
KARAR NO : 2015/19827
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/03/2015
NUMARASI : 2012/233-2015/256

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; tapuda davacılar murisi Halit Ertonga adına kayıtlı bulunan 285 parsel sayılı taşınmazın,1977 yılında davalı idare tarafından kamulaştırılmasına karar verilerek, söz konusu işlemin adı geçen şahsa noter aracılığı ile tebliğ edildiği ancak, Halit Ertonga’nın kamulaştırma işleminden çok önce 1969 yılında öldüğü, bu nedenle de yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmıştır.
Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.
Bu durumda,kamulaştırma işleminin davacılara ve murislerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği ve tamamlanmış bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı gözetilerek, mahkemece işin esasına girilmesi ve arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1- Tüm dosya kapsamından, dava konusu edilen 3000 metrekare yüz ölçümlü 285 parsel sayılı taşınmazın dava açıldıktan sonra, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca düzenlemeye alınarak 776,23 metrekaresinin imar düzenleme ortaklık payı olarak ayrılıp, 1737,01 metrekarelik kısmının imarın 155 ada 1ve 2 sayılı parsellerine şuyulandığı, 486,76 metrekarelik bölümün de düzenleme harici bırakılarak 285 parsel uhdesinde yaşamaya devam ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, dava devam ederken yapılana imar ugulaması sonrasında yeni oluşan imar parselleri ile, 285 parsel uhdesinde yaşayan 486,76 metrekarelik bölümlere davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı, kanal olarak el atılan kısımların imar düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan alanda kalıp kalmadığı hususunda fen bilirkişi raporu alınıp, imar uygulaması sonrasında el atılan alanların yeniden tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Kabule göre de,
a- Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kıyasi emsal olarak incelenen taşınmazın, raporda belirtilen tarihteki satışına ilişkin akit tablosunun iligili Tapu Müdürlüğünden, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin ise ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilerek, rapordaki kıyaslamanın inandırıcı olup olmadığının denetlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi ,
b- Dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısmının yüz ölçümü ve geometrik durumu dikkate alındığına, bu bölümde değer azalışı olamayacağının düşünülmemesi,
c- Davacılardan M.. E.., G.. E.., A.. E.. ve H.. E.. ‘nın, tapu kaydı ile hukuki irtibatlarını sağlayacak şekilde, veraset ilamı yada resmi belge ibraz etmeleri sağlanmadan eksik inceleme ile karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyz itirazları yerinde olmadığından hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.