Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/11477 E. 2015/22683 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11477
KARAR NO : 2015/22683
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

MAHKEMESİ : Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2014
NUMARASI : 2014/203-2014/575

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalı Mustafa Sevim vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalı Mustafa Sevim vd. vekillerince temyiz edilmiştir.
Kamulaştırılan taşınmaz mal ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek yapıya değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Kamulaştırma Kanununun 12/5. maddesinde; “Kısmen kamulaştırılan paylı mülkiyete konu taşınmaz mal, evvelce paydaşlar arasında fiilen bölünerek bir veya birkaç paydaşın tasarruf ve yararlanmasına bırakılmış ve yapılan kısmi kamulaştırma bu yerin tamamını veya bir kısmını kapsıyor ise, bu durumda kamulaştırmaya ilişkin işlemler sadece bu paydaş veya paydaşlar hakkında yürütülerek kamulaştırma bedeli payları oranında kendilerine ödenir. Pay veya paydaşların sadece bu kısım için dava hakları vardır. Taşınmaz malın kamulaştırılmayan kısmı üzerinde hakları kalmaz ve adları paydaşlar arasından çıkarılır. Kamulaştırılan bu yerler tapu sicilinde idare adına tescil olunur.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu taşınmazın kamulaştırılan bölümü ve üzerindeki binanın bir kısım paydaşlar tarafından kullanıldığı ve fiili durumun diğer paydaşlar tarafından da kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; kamulaştırılan bölüm ve üzerindeki yapı bedelinin ilgili paydaşlara ödenmesi ve bu davacıların paydaşlıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Fiili taksim sonucu paydaşlara düşen ve kamulaştırılan alan dışında kalan 90,20 m2’lik bölümün bedeline hükmedildiği halde, idare adına tesciline karar verilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalı Mustafa Sevim vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.