Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/11085 E. 2015/22390 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11085
KARAR NO : 2015/22390
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2014
NUMARASI : 2014/557-2014/913

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekili ile davalı S.. A.. tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili ile davalılardan S.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.
Bu nedenle aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
1)Dava konusu taşınmazın bilirkişi raporlarında belirlenen özellikleri ve acele el koyma talebine ilişkin dosya içinde mevcut Adapazarı Belediye Başkanlığının 29.04.2011 tarihli yazısına göre objektif değer artırıcı unsurun % 50 olması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi raporunda A ve C harfleriyle gösterilen kısımların yüzölçümü ve geometrik durumları dikkate alındığında değer azalışının her iki bölüm yönünden de % 20 kabul edilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
3) Acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin mahsubundan sonra kalan fark bedele dava tarihinden itibaren dört ay sonrasından başlamak üzere, karar tarihine kadar geçen süre için faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde bitiş tarihi belirtilmeden faiz uygulanması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekili ile davalılardan S.. A..’ın temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare harçtan bağışık olduğnudan harç alınmamasına, davalılardan S.. A..’tan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.