Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/10606 E. 2015/22055 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10606
KARAR NO : 2015/22055
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2014
NUMARASI : 2014/230-2014/431

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki;
1)Bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için, değerlendirme tarihinde belediye imar planı içinde olması, değilse, belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunması ve ayrıca belediye hizmetlerinden yararlanması, etrafının da meskun olması gerekir. Gümüşhane Belediye Başkanlığının 18.06.2014 ve 30.06.2014 tarihli yazı cevaplarına göre dava konusu taşınmazın arsa vasfında olmadığı anlaşılmıştır.
Taşınmazın mevcut durumu itibariyle arsa vasfını kazanmadığı anlaşıldığından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra bulunan bedele taşınmazların bilirkişi raporunda belirtilen özelliklerine göre Kamulaştırma Kanununun 11/1-i maddesi gereğince % 150 oranında objektif değer arttırıcı unsur ilavesi suretiyle değer tespiti gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2)Dava dışı Resul oğlu Cahit Yılmaz tarafından dosyaya sunulan 11.09.2014 ve 19.01.2015 tarihli dilekçelerde davalı olarak gösterilen K.. Y..’ın kendisi olduğu, halk arasında isminin Kadir olarak bilinmesi ve kadastro tespitinin bu isimle yapılması sebebiyle tapu kaydına adının K.. Y.. olarak yazıldığı ileri sürülmüştür.

Bu itibarla; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen tapu maliklerinden Resul oğlu K.. Y.. ile Resul oğlu Cahit Yılmaz’ın aynı kişiler olup olmadığına ilişkin belgeler (nüfus kaydı, tapuda isim tashihi kararı vb) davacı taraftan temin edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,
3)Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen M.. Ö..’ın dosyada mevcut tapu kaydı ve veraset ilamına göre hak sahibi olmadığı anlaşıldığından hakkında açılan davanın husumetten reddi yerine kabulüne karar verilmesi,
4)Faizin başlangıç tarihinin 22.08.2014 olması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.