Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/10594 E. 2015/22063 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10594
KARAR NO : 2015/22063
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2015
NUMARASI : 2013/334-2015/14

Taraflar arasındaki dava ve birleştirilen dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava ve birleştirilen dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taşınmaz üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Mahkemece, taşınmazın tarım arazisi olarak değerini tespit eden bilirkişi raporu alındıktan sonra resen, aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan başka bir taşınmaz ilişkin olarak açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasında belirlenen m² değeri esas alınarak dava konusu taşınmazın bedeli tespit edilmiştir.
2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasayla değişik 10.maddesinin 8. fıkrasında hakime ”tarafların ve bilirkişilerin raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit etmesi” konusunda takdir yetkisi tanınmış olup, hakimin bu fıkra hükmüne dayanarak bilirkişi kurulu raporunda saptanan değerden ayrılma nedenleri kararında açıkça göstermesi yanında gerekçesinin de makul ve kabul edilebilir nitelikte olması gerekir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Alınan bilirkişi raporunda taşınmaza tarım arazisi olarak değer biçildiğinden hükme esas alınacak nitelikte değil ise de aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan başka bir taşınmaz için açılan davada tespit edilen kamulaştırma bedeli esas alınarak değer biçilmesi de doğru değildir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11.maddesi uyarınca arsaların değerinin kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerlerini ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak kamulaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dosyada mevcut 17.07.2012 tarihli anlaşmazlık tutanağına ve keşif gözlemine göre taşınmaz üzerinde kavak ağaçları olduğu tespit edildiği halde, gerekçesi açıklanmadan kavak ağaçlarının bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesi,
3)Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/52 Değişik İş sayılı acele el koyma dosyası mahkemesinden getirtilip dosya arasına alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 125/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.