Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2014/7798 E. 2014/16364 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7798
KARAR NO : 2014/16364
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2013/179-2013/683

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın görev yönünden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı, bu itibarla davanın idari yargıda tam yargı davası olarak görülmesi gerektiği kabul edilerek yargı yolu bakımından dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar İSKİ İçme Suları Yönetmeliği Uyarınca Ömerli Baraj Gölü Mutlak Koruma Alanı olarak ayrılmış ise de; taşınmazlara davalı idarelerce fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
Davacılar vekili, 16.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile davadan vazgeçerek feragat ettiklerini bildirmiş ise de, yukarıda izah edilen gerekçe kapsamında feragatı değerlendirmeye yetkili ve görevli mahkeme idare mahkemesidir.
Bu nedenle ve özellikle mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.