Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2014/5427 E. 2014/17171 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5427
KARAR NO : 2014/17171
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2013/6-2013/624

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK’nun 1007.maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK’nun 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen Antalya Merkez Durali köyü 227 parsel sayılı taşınmazın tapulama çalışmaları sonucunda 1956 yılında dava dışı Hasan Kartal adına tespit gördüğü, davalı Hazine ile davacılar murisi ve müştereklerinin tespite itirazı üzerine davaya konu taşınmazın 696,000 m²’lik bölümünün tespit maliki Hasan Kartal adına tesciline, miktar fazlası olan 226,600 m²’lik kısmın ise Hazine adına tesciline dair, Tapulama Mahkemesinin 05.05.1975 gün ve 1974/2-1975/59 sayılı kararının 13.06.1977 yılında kesinleştiği anlaşılmıştır.
TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı kanunun 60. maddesindeki zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK’nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davacılar içinde, ayrıca zamanaşımı suresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır.
Bu nedenle, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan maddi zararın TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemiyle açılan davada, kesinleşen mahkeme kararı dikkate alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde sonucu itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.