Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2014/3599 E. 2014/16480 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3599
KARAR NO : 2014/16480
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2011/398-2012/1145

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile kısmen iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar ile davalılardan Hazine vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava tapu kaydının mahkeme kararı ile kısmen iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen Büyükçekmece Esenyurt k… üstü 733 ve 732 parsel sayılı taşınmazların, uygulanan Şubat 1932 tarih 118 nolu 18 dönüm yüzölçümlü taşınmaz kaydına istinaden 1973 yılında tespit gördüğü tespit ile 12750 m2 yüzölçümlü 733 parsel ile 22625 m2 yüzölçümlü 732 parsellerin davacıların murisleri adına oluştuğu, miktar fazlalığı nedeniyle Hazine tarafından Büyükçekmece Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda kök tapunun 18 dönüm olmasına rağmen fiilen kullanılan ve tespite konu edilen 732 ve 733 parsellerdeki miktar fazlalığının meradan kazanıldığının tespiti ile 733 parselin 6788 m2’lik, 732 parselin ise 12.045 m2’lik bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicillerine kaydına, kalan kısımların ise aynı parsel numaraları altında tespit malikleri adına tesciline dair verilen kararın 21.03.2000 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre mera olarak ayrılan kısımlar düşüldükten sonra, davaya konu 732 parselin 16580 m2 yüzölçümlü olarak tespit malikleri adına kesinleşen mahkeme hükmüne istinaden 20.04.2000 tarihinde tescil edildiği, 07.06.2007 tarihinde dava dışı 3. şahsa satıldığı, 733 parsel sayılı taşınmazın ise 5962 m2 yüzölçümlü olarak 20.04.2000 tarihinde yine hükmen davacılar ve murisleri adına tescil edildiği, E.. B..nın 2009 tarihinde 654 sayılı Encümen kararına istinaden yapılan imar uygulaması sonucunda % 40 oranında 2.384,80 m2 Düzenleme Ortaklı Payı kesildikten sonra kalan 3.577,20 m2’lik alan için 1013 ada 3 parsel sayılı imar parselinin yine malikleri adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Tüm bu anlatılanlar birlikte değerlendirildiğinde; davacılar ve murisleri adına kesinleşmiş ve tescilen oluşmuş bir tapu kaydının iptali söz konusu olmayıp meradan açma yapılarak kazanılan miktar fazlasının tespit malikleri adına tesciline ilişkin kadastro tutanaklarına yapılan itiraz üzerine miktar fazlalarının mera vasfıyla özel sicillerine tesciline dair kararın kesinleşmesi üzerine davaya konu parsellerin oluştuğu bu nedenle Devletin sorumluluğunu düzenleyen 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesindeki anlamda bir zarar oluşmadığı gibi, diğer davalı idarelerce de sorumluluklarını doğuracak şekilde taşınmazlara bir el atmada mevcut olmadığından davanın reddine ve davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacılar ile davalılardan Hazine vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.