YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28749
KARAR NO : 2015/13162
KARAR TARİHİ : 10.06.2015
MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/332-2013/147
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak T.. T..dan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak T.. T..dan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve bir kısım davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
Taşınmaz üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi 8. paragrafında hakime kamulaştırma bedelini tespit etme yetkisi verilmiş ise de yapılan incelemede zemin bedeli yönünden bu tespitin Kamulaştırma Kanununun 10 ve 11. maddelerine uygun ve yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki;
1)Dosyadaki bilgi ve belgelere göre;dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11.maddesi uyarınca arsaların değerinin kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Mahkemece resen yapılan değerlendirmede, aynı kamulaştırma kapsamında başka taşınmaz için açılan davada tespit edilen kamulaştırma bedeli esas alınarak değer biçilmiştir.
Kamulaştırma sonucu mahkeme kararı ile hesaplanan bedeller emsal alınamaz.
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve T.. T.. Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu,
emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak kamulaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü ve geometrik durumu dikkate alındığında bu bölümlerde değer azalışı olacağı gözetilmeden, yazılı şekilde, değer kaybı verilmeyerek aza hükmedilmesi,
3)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, dava tarihinden sonra açılan acele el koyma dosyasında bloke edilen bedele 11.11.2012 tarihinden, acele el koyma bedelinin bloke tarihi olan 20.08.2013 gününe kadar, bakiye bedele ise 11.11.2012 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için faiz yürütülmesi gerekirken bu usule uyulmadan faize hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.