YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28088
KARAR NO : 2015/13216
KARAR TARİHİ : 10.06.2015
MAHKEMESİ : Divriği Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2013
NUMARASI : 2010/32-2013/156
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare ile davalı C.. K.. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalı C.. K.. vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor ve yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Tapu kaydındaki maliklerden M. K.’ın, dosyaya veraset ilamı sunulan, bir kısım davalılar murisi M. K. ile aynı şahıs olup olmadığı, aynı şekilde tapuda malik Naciye (M. N. kızı) ile bir kısım davalılar murisi F. N. E.’nun aynı şahıslar olup olmadığı anlaşılamadığından tapuda tashih davası açılmak üzere ilgilisine süre verilip sonucu beklenmeden hüküm kurulması,
2)Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bilirkişi raporunda, emsal karşılaştırması yapılmadan soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle, imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş, cins ve verim durumuna göre maktu değerlerini gösterir cetveller İlçe Tarım Müdürlüğünden getirtilip, rapor denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,
4)Kamulaştırma bedelinin, değerlendirme tarihine göre tespiti ile yetinilmesi gerekirken, dava tarihinden sonraki 08.03.2013 tarihine eskale edilmek suretiyle fazlaya karar verilmesi,
5)Kamulaştırma bedeline işletilen faizin başlangıç tarihinin (04.07.2010) olması gerekirken ( 26.06.2010) tarihinden başlatılması,
6)Kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ayrı ayrı vekiller tarafından temsil edilen davalılardan C.. K.. ve davalılardan T.. E.. vd. için ayrı ayrı 1320’şer TL vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
7)Tapu maliklerinden H. E.’ın payı hazineye devredildiği ve tespit edilen 241.157,39 TL bedelin diğer tapu maliklerinin payları karşılığı olduğu nazara alınmadan, tapu maliki H. E. hissesi bakımından davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, tespit edilen bedelde payı varmışçasına hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalı C.. K.. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.