Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2014/27845 E. 2015/8789 K. 22.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/27845
KARAR NO : 2015/8789
KARAR TARİHİ : 22.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının hissedarı olduğu taşınmazın 2981 sayılı Yasa hükümleri uyarınca düzenlemeye alınarak, davacı hissesinin davalıya aktarılıp, bu hisse karşılığında davacı lehine ipotek tesis edilmesi üzerine, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen hisse için takdir edilen karşılığın arttırılması için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
1)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunla belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir. Bu hüküm devam eden davalarda da uygulanır. ” hükmü getirilmiş olup, söz konusu yasal düzenleme açıkça “ipotek borçlusunun” kamu idareleri olması haline ilişkin olup, 2981 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan imar uygulamalarında, ipotek borçlusunun belediye, valilik gibi kamu idareleri değil, şahıslar olması halinde bedele dönüşen hissenin düzenlemeye tabi tutulmasındaki amaç kamu hizmetine tahsis olmadığından, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemenin dava konusu somut olayda uygulanma imkanı yoktur.

Bu nedenle, arsa niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki değerine göre; emsal karşılaştırması yapılarak üstün ve eksik yönleri ile oranları belirtilmek suretiyle değer biçilmesi gerekirken 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi uyarınca ipotek tesis tarihindeki değeri belirlenerek bu bedele dava tarihine kadar işleyen yasal faiz eklenmek suretiyle ipotek bedelinin tespit edilmesi,
2)a-Davaya konu ipoteğin tesisine ilişkin dağıtım cetveli ilgili Belediye Başkanlığından getirtilip, ipoteğin kaç m2 karşılığı olarak tesis edildiği,
b-Dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırılıp, bilirkişi raporundaki kıyaslama oranı,
c-Emsal taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen tarihteki satışına ilişkin alıcı, satıcı, satış tarihi, satış bedeli ve yüzölçümünü gösterir şekilde tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden getirtilerek emsal alınan satışın Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendine uygun olup olmadığı,
Denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.