YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25098
KARAR NO : 2015/4286
KARAR TARİHİ : 10.03.2015
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davacılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 10.03.2015 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu 1422 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu Yukarı Dudullu köyünde 1971 yılında başlatılan tapu çalışmaları sırasında,söz konusu taşınmazla ilgili olarak tutanak düzenlendiği, ancak; tapulama çalışmaları devam ederken, 1972 yılında 139 parselin 5253 metrekarelik kısmın … tarafından .. Barajı Harem isale hattı yapımı nedeniyle kamulaştırılmasına karar verilerek, kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığı,çalışmaları yapan komisyoncada kamulaştırılan kısmın 139 nolu parselin iktisabına dayalı olarak 1422 parsel numarası ile malikleri adına tutanağa bağlandığı, kadastro tutanaklarının 1977 yılında kesinleşmesi üzerine dava konusu 1422 parsel sayılı taşınmazın davacılar murisleri adına hisseli olarak tescil edildiği ve halen de tapu kaydının davacılar murisleri adına yaşadığı, kamulaştırılan kısma davalı idare tarafından sonradan yol yapılarak el atılması nedeniyle de iş bu tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde ”Bu tutanaklarda belirtilen haklara, şuyulandırma ve tespitlere karşı, tutanakların kesinleştiği andan itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmü yer olmakta olup, sözkonusu maddede yer alan 10 yıllık süre hak düşürücü süredir.
Bilindiği üzere, hakdüşürücü süreler yasalar ve sözleşme ile belirlenen bir sürenin geçmesi ile sadece dava hakkını değil, bizzat hakkın kendisini ortadan kaldıran ve hakim tarafından resen nazara alınması gereken süreler olup, bu süreler hukiki güvenliğin ve istikrarın sağlanması amacına hizmet eder.
Dava konusu somut olayda, her ne kadar 1422 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak tapulama çalışmaları devam ederken, dava dışı … tarafından kamulaştırma kararı alıp, noter tebligatları da yapılarak işlemler tamamlanmış ise de; tapulama tutanaklarının kesinleşmesinden sonra, .. tarafından bu hakka dayalı olarak kadastro kanununun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazda bulunulmadığı ve davacılar murisleri adına oluşan tapu kayıtlarının kesinleştiği ve davalı idarece ileri sürülen eski kamulaştırma işleminin de hak düşürücü süreye uğradığı ve hak düşürücü süreninde kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında nazara alınması gerektiği gözetilerek işin esasına girilip, talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi;
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün davacılar vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, temyiz eden davacılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.100,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.