YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24691
KARAR NO : 2015/7127
KARAR TARİHİ : 06.04.2015
MAHKEMESİ : Gevaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2011
NUMARASI : 2010/198-2011/70
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın zaruret olmadıkça yakın bölgelerden, benzer yüzölçümlü olması ve değer farklarının birbirine yakın olan emsallerin değerlendirmeye alınması gerekir.
Dava konusu taşınmaz 12.544,00 m², somut emsal olarak alınan taşınmaz 2.855,42 m2 dir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değerinin 8,00 TL/m2, değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın ise 25,00 TL/m2 olduğu belirtilmesine karşın ve emsal taşınmaz,dava konusu taşınmazdan 3 kat daha değerli olduğu halde dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan % 70 oranında daha az değerli olduğunu kabul eden ve somut gerekçelere dayandırılmayan rapora göre hüküm kurulması doğru değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzçölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmzın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden
sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Davalı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 07.03.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden,
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.