YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23979
KARAR NO : 2015/2159
KARAR TARİHİ : 12.02.2015
MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2014
NUMARASI : 2014/44-2014/169
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: – K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor geçersizdir. Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmazın zeminine değer biçilirken öncelikle arsa mı, arazi mi olduğunun belirlenmesi gerekir. Bunun için de; taşınmazın değerlendirme tarihi olan 29.01.2014 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları Belediye Başkanlığından sorulup, alınacak yazı cevabına göre, taşınmazın vasfı belirlendikten sonra taşınmazın niteliği gözetilmek suretiyle oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Kabule göre de;
Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bilirkişi kurulu raporunda emsal alınan taşınmazın satış tarihi 15.07.1990 olup, değerlendirme tarihinden yaklaşık 23 sene öncesine ait satış işlemi olduğundan, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın mahalden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu,
emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re’sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Dava konusu 973 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki yapının yaşı tespit edilerek, el atma tarihinden sonra yapıldığının anlaşılması halinde, yapının değer düşüklüğü bedeline hükmedilemeyeceği gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.