YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22815
KARAR NO : 2015/2086
KARAR TARİHİ : 12.02.2015
MAHKEMESİ : Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/01/2013
NUMARASI : 2011/182-2013/13
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde kabulü ile net geliri esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
1)Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; Dava konusu, taşınmazın 1171,86 m2’sinin .. Gölü Mutlak Koruma alanı olarak ayrılmış olduğu ve bu kısma davalı İ.. M..nce fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taşınmazın belirtilen kısmı yönünden davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi,
2)Fen bilirkişi raporuna göre maksimum su kotu altında (göl altında) kalan 1528,14 m²’nin terkinine karar verilmesi gerekirken, davalı DSİ adına tesciline karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idareler vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı idarelerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.