YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22129
KARAR NO : 2015/304
KARAR TARİHİ : 20.01.2015
MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2013
NUMARASI : 2013/118-2013/353
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddede belirtilen yasal düzenleme uyarınca usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; Dava konusu taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü’nce kamulaştırıldığı ve davalılar paylarının Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.08.1985 Tarih 512/875 ve Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.01.1987 Tarih 54/325 sayılı kararları ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi uyarınca Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
11.06.2013 Tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. madde hükmü usulüne uygun olarak açılıp, davada taraf teşkil sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonunda verilen ve hukuken kesinleşmiş mahkeme kararlarına ilişkin olarak uygulanabilecek bir düzenlemedir.
Dava konusu taşınmazdaki davacılar payı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tescil edilmiş ise de; tescile ilişkin davaların, davalıların yokluklarında yürütülerek sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Tescil dosyalarının kaybolması nedeniyle gerekçeli kararların davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği denetlenemediği gibi, dosyaya sunulan karar suretlerinde kesinleşme şerhleri de bulunmamaktadır. Dolayısıyla hukuken kesinleşmiş bir karardan söz edilemez.
Bu durumda;
Dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma işlemlerinin davacı Ö.. Ş..’e bizzat, F.. C..’a ise 25.03.1985 tarihinde görümcesi Sabahat Gözaçan imzasına tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de; tebligat altındaki imzanın Ökkeş ’e ait olmadığı, F.. C..’ın ise o tarihte Hollanda’da yaşadığı iddia edildiğinden, kamulaştırma tebliğ mazbatasındaki imzanın Ö.. Ş..’e ait olup olmadığı ve F.. C.. ile görümcesi Sabahat ’ın da tebliğ tarihinde aynı konutta oturup oturmadıkları araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.