YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22048
KARAR NO : 2015/4242
KARAR TARİHİ : 03.03.2015
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın zaruret olmadıkça yakın bölgelerden, benzer yüzölçümlü olması ve değer farklarının birbirine yakın olan emsallerin değerlendirmeye alınması gerekir.
Dava konusu taşınmaz 2.297,44 m², somut emsal olarak alınan taşınmaz 535,56 m²’dir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değerinin 8,00 TL/m², değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın ise 25,00 TL/m² olduğu belirtilmesine karşın ve emsal taşınmaz, dava konusu taşınmazdan 3 kat daha değerli olduğu halde, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan %50 oranında daha az değerli olduğunu kabul eden ve somut gerekçelere dayandırılmayan rapora göre hüküm kurulması doğru değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.