Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2014/19029 E. 2015/1680 K. 11.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19029
KARAR NO : 2015/1680
KARAR TARİHİ : 11.02.2015

MAHKEMESİ : Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/321-2014/327

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmazlar ve muhtesat bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmazlar ve muhtesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Bakanlığın, Birecik Barajı tesisi amacı ile yapılan kamulaştırmadan dolayı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesi uyarınca sorumluluğu söz konusu olup, dava konusu taşınmazın kenarında bulunduğu barajın, içme suyu temini için kullanılması ve bu nedenle taşınmazın mutlak koruma alanında kalması hususu ile idarenin herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Davalı idarenin 2942 sayılı Yasanın 12. maddesi bakımından sorumluluğuna gelince;
Baraj kamulaştırması nedeniyle taşınmazın bulunduğu bölgede yerleşme düzeninin bozulduğu, sosyal ve ekonomik yönden yararlanma olanaklarının ve ulaşım imkanlarının kısıtlandığı, ancak fıstıklık niteliğindeki taşınmaza ulaşım imkanının tamamen ortadan kalkmamış olduğu hususu nazara alındığında, değerinde azalma olacağı anlaşıldığından, dava konusu 837 parsel sayılı taşınmaza kapama fıstıklık olarak değer biçilmesi doğru olduğu gibi, davacının, 1/2 oranında malik olduğu 521 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan fıstık ağaçlarının tamamının sahibi olduğundan; taşınmazın kapama fıstıklık olarak bulunan değerinin 1/2’si ile taşınmazın tamamının fıstıklık olarak bulunan değerinden, taşınmazın arazi olarak net gelir metoduna göre biçilen değerinin çıkartılıp, bulunan bedelin 1/2’si alınmak suretiyle değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Dava konusu 37 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü ve niteliğine göre değer düşüklüğü oranının 837 parsel yönünden taşınmazın tüm değerinin % 20’sini, 521 parsel sayılı taşınmaz ve davacıya ait ağaçlar yönünden % 15′ ini geçemeyeceği gözetilmeksizin, daha yüksek oranda değer düşüklüğü belirlenerek fazla bedel tespit edilmesi doğru değil ise de; taleple bağlı kalınarak karar verildiği için bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.