Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2014/1841 E. 2014/16535 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1841
KARAR NO : 2014/16535
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2013
NUMARASI : 2012/560-2013/455

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 10.06.2014 günü aleyhine temyiz olunan davalı M.. B.. vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden diğer taraf vekillerinin yokluklarında duruşmaya başlanarak davalı M.. B.. vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İmar planında temel eğitim alanı olarak ayrılan dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı; bu husus, taraflar arasında niza konusu yapılmadığı gibi mahkemece de kabul edildiği anlaşılmıştır.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
Bu nedenlerle ve özellikle mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, aleyhine temyiz olunan davalı M.. B.. yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.100,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.