Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2022/628 E. 2023/8540 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/628
KARAR NO : 2023/8540
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/318 Esas, 2020/1565 Karar
SUÇLAR : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜMLER : 1)İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2019 tarihli ve 2018/492 Esas, 2019/564 sayılı Kararı ile; eylemlerin zincirleme basit zimmet suçunu oluşturduğu kabulüyle bu suçtan mahkumiyet,
2)İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 22.10.2020 tarihli ve 2020/318 Esas, 2020/1565 sayılı Kararı ile; istinaf başvurusunun esastan reddi.
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrasınca temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrasına istinaden temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ
1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.03.2015 tarihli ve 2015/34256 Soruşturma, 2015/10297 Esas, 2015/877 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 59 uncu maddesi uyarınca son soruşturmanın açılması kararı verilmesi talep edilmiştir.
2. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.04.2015 tarihli ve 2015/163 Esas, 2015/106 sayılı Kararı ile sanık hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 257 nci maddesinin birinci fıkrası, 155 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca yargılamasının yapılması ve delillerin takdiri için 1136 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesine göre son soruşturmanın İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmiştir.
3. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.11.2015 tarihli ve 2015/106723 Soruşturma, 2015/36283 Esas, 2015/3906 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 1136 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesi uyarınca son soruşturmanın açılması kararı verilmesi talep edilmiştir.
4. … 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.01.2016 tarihli ve 2015/370 Esas, 2016/15 sayılı Kararı ile sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca yargılamasının yapılması ve delillerin takdiri için 1136 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesine göre son soruşturmanın İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmiştir.
5. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2016/105 Esas, 2016/241 sayılı Kararı ile davanın, İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/211 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
6. İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.11.2017 tarihli ve 2015/211 Esas, 2017/677 sayılı Kararı ile sanık hakkında zincirleme basit zimmet suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiştir.
7. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 10.10.2018 tarihli ve 2018/558 Esas, 2018/2023 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
8. Yapılan yargılama neticesinde, İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.12.2019 tarihli ve 2018/492 Esas, 2019/564 sayılı Kararı ile sanık hakkında zincirleme basit zimmet suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiştir.
9. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 22.10.2020 tarihli ve 2020/318 Esas, 2020/1565 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyizi, yetersiz deliller ve eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, alacaklı katılan vekili sıfatıyla yürüttüğü icra takipleri kapsamında tahsil ettiği paraların bir kısmını mal edindiği kabul edilerek ilk derece mahkemesince zincirleme basit zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık müdafiinin bu kararı istinaf etmesi üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından dosya üzerinden yapılan incelemede istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
IV. GEREKÇE
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 17.06.2021 tarihli ve 2021/5-43 Esas, 2021/287 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; sanık ile katılan arasındaki vekalet ilişkisinde kamu otoritesi ve kamu gücünün kullanılmadığı, söz konusu paraların teslim edilmesinin sanığın avukat olmasının doğal sonucu değil katılan tarafından şahsına duyulan güven ilişkisi nedeniyle verilen ahzu kabz yetkisi kapsamında gerçekleştirildiği ve buna bağlı olarak da aralarındaki ilişkinin hizmet ilişkisi kapsamında kaldığı gözetildiğinde, sanığın eylemlerinin sübutu halinde 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve 24.10.2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26 ncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253 üncü maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının bozulması yerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 22.10.2020 tarihli ve 2020/318 Esas, 2020/1565 sayılı Kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 307 nci maddesinin beşinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.09.2023 tarihinde karar verildi.