YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5035
KARAR NO : 2023/2271
KARAR TARİHİ : 07.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, 31.01.2012 tarihli ve 2011/26876 Soruşturma, 2012/9121 Esas, 2012/2892 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında tefecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 241 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.03.2012 tarihli ve 2012/186 Esas, 2012/176 sayılı Kararı ile sanığın atılı üzerine atılı suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereği beraatine karar verilmiştir.
3. Dairemizin 21.05.2015 tarihli ve 2013/8613 Esas, 2015/11756 sayılı Kararı ile “5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu ve bu sıfatının gereği olarak aynı Kanun’un 233 ve 234 üncü maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmalardan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve 5271 sayılı Kanun’un mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması” nedeniyle sanık hakkındaki beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma üzerine dosyayı ele alan İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi, 12.11.2015 tarihli ve 2015/332 Esas, 2015/410 sayılı Kararı ile sanığın atılı suçtan beraatine karar vermiştir.
5. Dairemizin 09.07.2018 tarihli ve 2016/800 Esas, 2018/5205 sayılı Kararı ile “dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından sanığın vergi kaydının bulunup bulunmadığı tespit edilerek gerektiğinde vergi incelemesi yaptırılması, alacaklı olduğu icra takip dosyalarının bulunup bulunmadığının araştırılıp varsa incelenmesi, tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılmasından sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olması” gerekçesiyle sanık hakkındaki beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir.
6. Bozma uyularak yapılan yargılamada İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi, 08.03.2022 tarihli ve 2018/681 Esas, 2022/120 sayılı Kararı ile sanık hakkında atılı suçtan beraat kararı vermiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz itirazları, sanık hakkında kurulan beraat hükmünün bozulması talebine ve sair nedenlere ilişkindir.
III. GEREKÇE
Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un suç tarihinde yürürlükte bulunan 241 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, sorgu tarihi olan 08.03.2012’den itibaren bu sürenin hükümden önce dolduğu ve sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2022 tarihli ve 2018/681 Esas, 2022/120 sayılı Kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.03.2023 tarihinde karar verildi.