Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2021/7565 E. 2023/4686 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7565
KARAR NO : 2023/4686
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/179 Esas, 2016/16 Karar
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Eylemin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6723 sayılı Kanun) 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Feke Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.10.2015 tarihli ve 2015/486 Soruşturma, 2015/160 Esas, 2015/154 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin ikinci maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2.Feke Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2016 tarihli ve 2015/179 Esas, 2016/16 sayılı Kararı ile sanık hakkında eyleminin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası karşılığı 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1-Sanık 17.02.2016 havale tarihli gerekçeli temyiz dilekçesi ile; katılan ile aralarındaki anlaşma gereği veraset ilamlarını çıkartarak Feke Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/97 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, bu davanın duruşmalarını sonuna kadar takip ederek keşif işlemlerini yaptırdığını, davanın usulden reddedildiğini, durumu katılana bildirdiğini, bu iş karşılığında sadece 300 TL para aldığını, katılanın kendisine olan borcunu ödemediğini, kararın bozulmasını talep ettiğini beyan etmiştir.
2-O yer Cumhuriyet savcısı; dava temsilcisi olan sanığın kamu görevlisi olmadığı ve eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hükmü temyiz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın suç tarihinde Feke ilçesinde dava takipçiliği yaptığı ve katılan vekili olarak Feke Sulh Hukuk Mahkemesinde müşterek taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi talepli dava açtığı, Feke Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/97 Esas sayılı dosyasında 23.12.2014 tarihli ara karar ile sanığa ölü olan diğer ortaklar hakkında veraset ilamı çıkarması için süre verildiği, eksiklikleri gidermesi üzerine mahkeme tarafından kendisine bu kez iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde de noksanlığı ikmal etmediği için mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu suretle sanığın görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstererek katılanın mağduriyetine sebep olduğu kabul edilerek ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanığın yargılama konusu eyleminin mahkemenin kabulunü göre 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yer alan suça ilişkin olduğu, sanık hakkındaki soruşturma ve kovuşturmanın izne tabi olmadığı, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (7188 sayılı Kanun) 24 üncü maddesiyle yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası ile basit yargılama usulünün getirildiği ancak Anayasa Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 sayılı Kararı ile yargılama aşamasında olup henüz “kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış” dosyalar açısından Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin “basit yargılama usulü” bakımından iptal edildiği ve bu kararın sonuçları itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi gereğince “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Feke Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2016 tarihli ve 2015/179 Esas, 2016/16 sayılı Kararına yönelik sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.04.2023 tarihinde karar verildi.