YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7068
KARAR NO : 2023/10582
KARAR TARİHİ : 31.10.2023
…
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/73 Esas, 2015/349 Karar
SUÇLAR : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
EK KARAR : Temyiz isteminin reddi
…
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Kovancılar Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli ve 2015/73 Esas, 2015/349 sayılı Kararının ve 21.07.2016 tarihli ek Kararının temyizi üzerine yapılan ön incelemede:
Sanık …’ın yokluğunda verilip 02.02.2016 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen hükme yönelik, 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 21.07.2016 tarihinde temyiz isteğinde bulunduğu, bu itibarla temyiz isteminin reddine dair ek kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sanık … hakkında kurulan hükmün ve sanık …’ın temyiz isteminin reddine dair ek kararın; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz eden sanık …’ın hakkındaki hükmü, sanık …’ın ise ek kararı temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca sanık …’ın hakkındaki hükme yönelik, sanık …’ı ise ek karara ilişkin temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A.Kovancılar Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.02.2015 tarihli ve 2015/64 Esas, 2014/911 Soruşturma, 2015/64 numaralı İddianamesiyle sanıklar hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 257 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılmaları, aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
B.Kovancılar Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli ve 2015/73 Esas, 2015/349 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci, 50 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası karşılığı 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına hükmolunmuştur.
C.Kovancılar Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.07.2016 tarihli ve 2015/73 Esas, 2015/349 sayılı ek Kararı ile sanık …’ın süresinde vaki olmayan temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık …’in temyizi, kurulan mahkumiyet hükmünün bozulması istemine ilişkindir.
B.Sanık …’un temyiz istemi; temyiz isteminin reddine dair verilen ek kararın bozulması istemine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde sanıklardan …’un Beşiktaş İlköğretim Okulunun Müdürü, …’in ise Müdür Başyardımcısı olarak görev yaptığı, mağdurun 2011-2012 yıllarında … İlköğretim Okulundan Beşiktaş İlköğretim Okuluna naklinin yapıldığı, tam zamanlı kaynaştırma öğrencisi olduğu ve naklinin yapıldığı tarihten itibaren okula devam ettiği halde sanık …’in mağdurun sağlık durumu nedeni ile okula devam etmesinin uygun olmadığına ilişkin sağlık kurulu raporu bulunmadan e-okul sistemine sağlık nedeniyle devamsız olarak girmek ve mağduru pasif duruma getirerek sınıf tekrarına yol açmak suretiyle mağduriyetine sebep olmak, diğer sanığın da denetim görevini ihmal etmek suretiyle atılı suçu işledikleri kabul edilerek cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için aynı maddenin altıncı fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de; bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliğine veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 ile 24.04.2012 tarihli ve 2011/3-835 Esas, 2012/177 sayılı Kararlarında da açıklandığı üzere, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendinde düzenlenen “giderilmesi gereken zarar” kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, buna karşın davaya konu olayda giderilebilir somut bir zarar oluşmadığı mağduriyete neden olunduğu gözetilerek, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları da irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasındaki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin “katılanın zararları giderilmediğinden şartları oluşmadığından” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmolunması,
28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
Kısa süreli hapis cezası adli para cezasına çevrildiği, seçenek tedbire çevrilmediği halde hüküm fıkrasında sanık hakkında uygulama yeri bulunmayan, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin altıncı fıkrasına yer verilmesi,
Suçu 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
1.Sanık … hakkında verilen ek Karara yönelik yapılan incelemede;
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle Kovancılar Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.07.2016 tarihli ve 2015/73 Esas, 2015/349 sayılı ek Kararında hukuka aykırılık görülmediğinden sanık …’ın temyiz isteminin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,
2.Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede ise;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kovancılar Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli ve 2015/73 Esas, 2015/349 sayılı Kararına yönelik sanık …’ın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi ve 326 ncı maddesinin son fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
31.10.2023 tarihinde karar verildi.