Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2021/625 E. 2023/1912 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/625
KARAR NO : 2023/1912
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : İrtikap
HÜKÜM : Beraat

… 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2018 tarihli ve 2017/330 Esas, 2018/327 sayılı Kararının, suçtan zarar gören vekili, katılan … O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde;
Suçtan zarar gören vekilinin verdiği 13.03.2019 tarihli dilekçede her ne kadar kanun yolu istinaf olarak gösterilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz” hükmünün yer aldığı, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar ve Yargıtay’dan geçen dosyalarda ilk derece mahkemelerince verilen hükümlerin temyiz kanun yoluna tabi olduğu, bu itibarla inceleme ve karar verme görevinin Yargıtay ilgili ceza dairesine ait olduğu ayrıca 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre iddianame yerine geçen görevsizlik kararıyla irtikap suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlük tarihi olan 05.07.2022 tarihinden önce temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanun’un değişiklik öncesindeki 18 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazandığı kabul edilmiştir.
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. Cumhuriyet Başsavcılığının, 30.03.2009 tarihli ve 2008/49590 Soruşturma, 2009/12203 Esas, 2009/7466 numaralı İddianamesi ile; sanık hakkında görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 257 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılması, aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
2…. 29. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.12.2009 tarihli ve 2009/288 Esas, 2009/903 sayılı Kararı ile; sanığa isnat edilen eylemin 5237 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen irtikap suçunu oluşturabileceği, bu hususta delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle aynı Kanun’un 250 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca yargılama yapılması için iddianame yerine geçen görevsizlik kararı verilmiştir.
3…. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.03.2013 tarihli ve 2010/72 Esas, 2013/188 sayılı Kararı ile; sanık hakkında irtikap suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
4.Bahse konu kararın, katılan tarafından temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2017 tarihli ve 2014/8866 Esas, 2017/2759 sayılı Kararı ile; sanığın olay tarihinde … Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde birlikte çalıştığı tıbbi sekreter veya hemşirenin tespiti ile tanık olarak dinlenmesi, katılanın ek tetkik yaptırmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığına ilişkin muayene raporunun temini ile bilirkişi incelemesi yaptırılması, ek tetkiklerin sanığın görevli olduğu hastanede yapılıp yapılamayacağına dair araştırma yapılması, yine dosyada delil olarak bulunan ve sanığın kaşesi ile el ürünü yazıyı içeren kağıdın kriminal incelemeye gönderilip raporu alınarak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulduğundan bahisle bozulmasına hükmedilmiştir.
5.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde temyize konu 07.06.2018 tarihli ve 2017/330 Esas, 2018/327 sayılı Kararı ile; sanık hakkında irtikap suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat hükmü kurulmuştur.
6.Temyize konu kararın katılan … O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.02.2019 tarihli ve 2018/12967 Esas, 2019/1523 sayılı; 3628 sayılı Kanun uyarınca tevdi Kararı sonrası suçtan zarar gören vekilince de ilk derece mahkemesinin 07.06.2018 tarihli beraat hükmüne yönelik temyiz talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan …’in temyiz isteği; ilk derece mahkemesince bozma kararına uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, sanığın eyleminin sübuta erdiğine, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ve temyiz incelemesinde re’sen nazara alınacak sair nedenlere ilişkindir.
2.Katılan … vekilinin temyiz isteği; eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, sanığın eyleminin sübuta erdiğine ve temyiz incelemesinde resen nazara alınacak sair nedenlere ilişkindir.
3.O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; sanığın eyleminin sübuta erdiğine, sübut bulan eylemin 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçu oluşturduğuna ve bu suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde sanığın uzman hekim olarak görev yaptığı hastaneye silah ruhsatı için sağlık kurulu raporu almak amacıyla başvuran katılan …’in herhangi bir göz hastalığı bulunmadığı halde sanık tarafından rahatsızlığı bulunduğu, bu şekilde rapor veremeyeceği gerekçesiyle özel muayenehanesine yönlendirildiği ve yapılan tetkik sonrası 270,00 TL ücret alındığı, akabinde sanığın rapor için olumlu görüş bildirdiği, sürecin tamamlanmasından sonra …’in şikayeti ile soruşturma işlemlerine başlanıldığı, iddianame yerine geçen görevsizlik kararıyla sanık hakkında irtikap suçundan yargılama yapıldığı ve 20.03.2013 tarihli beraat hükmünün Dairemizin 21.06.2017 tarihli ve 2014/8866 Esas, 2017/2759 sayılı Kararı ile eksik inceleme nedeniyle bozulduğu, ilk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak gereğinin yerine getirildiği, katılan … tarafından dosyaya sunulan ve sanık tarafından muayenehanesinin telefon numarası yazılarak kendisine verildiği belirtilen kağıt üzerinde bozma sonrası yaptırılan kriminal inceleme sonucu temin edilen 12.04.2018 tarihli rapora göre rakamların sanığın el ürünü olmadığının tespit edildiği, tanık olarak bilgisine başvurulan …’ın iddiayı doğrulamadığı, her ne kadar sanığın görev yaptığı hastane tarafından verilen 13.10.2017 tarihli ve 663.09 sayılı yazıda …’e ilişkin gerek muayene formu gerekse sağlık kurul raporunda göz muayenesi kısmında “uygundur” ve “sağlamdır” ibarelerinin yazılı olduğu bildirilmiş, buradan hareketle katılanın ek tetkik gereken bir rahatsızlığı olup olmadığı belirlenememiş ise de; olayın üzerinden geçen zaman dilimi ve sanığın aşamalardaki savunmaları dikkate alındığında anılan durumun tespitinin bu aşamada mümkün görülmediğinden sanığın sağlık kurul raporuna uygun görüş vermek amacıyla katılan …’i muayenehanesine yönlendirdiği iddiasının şüpheli kaldığı, bu itibarla; sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle temyize konu beraat kararının verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, sanığın leh ve aleyhindeki toplanan tüm kanıtları inceleyip, irdeleyen ve iddianın reddine ilişkin sebepleri karar yerinde ayrı ayrı gösteren, savunmayı tercih nedenlerini açıklayan, aleyhteki kanıtları hükümlülük için yeterli görmeyen mahkemenin beliren takdir ve kanaati karşısında katılanlar Hazine vekili ve … ile O yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2018 tarihli ve 2017/330 Esas, 2018/327 sayılı Kararında katılanlar Hazine vekili ve … ile O yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanlar Hazine vekili ve … ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.03.2023 tarihinde karar verildi.