Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2021/3935 E. 2021/3939 K. 22.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3935
KARAR NO : 2021/3939
KARAR TARİHİ : 22.09.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet, özel belgede zincirleme sahtecilik
HÜKÜM : Nitelikli zimmet suçundan açılan kamu davasında eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet, özel belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Mahalli mahkemece verilen hüküm ve karar temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık … hakkında tayin olunan cezanın miktarına göre koşulları bulunmadığından müdafin vaki duruşma istemi ile nitelikli dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan PTT Genel Müdürlüğünün sanık hakkında bu suçtan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik vekili aracılığıyla yapmış olduğu temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, CMK’nin 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup, temyizi mümkün bulunmadığından, aynı Kanun’un 264. maddesi de gözetilerek PTT Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz talebinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mercince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE, incelemenin katılan T.C. … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili ile sanık müdafin nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın 25/11/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Kanun ile kamu tüzel kişiliği ortadan kaldırılan katılan … Bankasına karşı eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı ve bu suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırına nazaran TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerine göre 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 30/06/2008 ile inceleme tarihi arasında da bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE 22/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.