YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3002
KARAR NO : 2023/3453
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sanıklardan … hakkında zincirleme basit zimmet, … hakkında ise denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma
HÜKÜMLER : Sanıklardan … hakkında atılı suçtan mahkumiyet, … hakkında beraat
Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.12.2015 tarihli ve 2015/51 Esas, 2015/291 sayılı Kararının katılan Hazine vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön incelemede:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2017 tarihli, 2015/5-95 Esas, 2017/71 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere “suçtan zarar görme” kavramının “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılması gerektiği, dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği, bu nedenle sanık … hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan açılan kamu davasına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Hazinenin katılma ve bu suçtan verilen hükmü temyiz hakkı olmadığı anlaşılmıştır.
Sanık … hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca katılan vekilinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu ve aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığının, 03.02.2015 tarihli ve 2015/587-2 Soruşturma, 2015/548 Esas, 2015/41 numaralı İddianamesiyle sanık … hakkında zincirleme basit zimmet suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 247 nci maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunlukları uygulanması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2.Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.12.2015 tarihli ve 2015/51 Esas, 2015/291 sayılı Kararı ile sanık … hakkında zincirleme basit zimmet suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 249 uncu maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Hazine vekilinin temyizi, sanık … hakkında uygulanan ceza indirimlerinin yerinde olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Pozantı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan sanık …’ın hükümlü ve tutukluların aydınlatma giderleri dışında tükettikleri elektriğin tespiti amacı ile sayaçların okunması, ücretlerin tahsil edilmesi, paraların toplanması ve toplanan paraların banka hesabına aktarılması ile görevlendirildiği, sanığa ilgili banka hesabına yatırılmak üzere reddiyat makbuzu ile infaz ve koruma memuru … tarafından tevdi edilen elektrik bedelinin 3.524,57 TL’sinin banka hesabına yatırılmadığı ve bu miktarın uhdesinde kaldığının kabulüyle atılı suçtan cezalandırılması yoluna gidildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrası, 249 uncu, 43 üncü ve 62 nci maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle aynı Kanun’un 61 inci maddesinin beşinci fıkrasına aykırı davranılması sonuca etkili görülmediğinden bozma sebebi sayılmamış, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yüklenen suçu 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince hak yoksunluğuna hükmolunmaması,
Hukuka aykırı bulunmuş ancak tespit edilen bu hukuka aykırılığın Dairemiz tarafından giderilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
1.Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle katılan Hazine vekilinin sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
2.Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.12.2015 tarihli ve 2015/51 Esas, 2015/291 sayılı Kararına yönelik katılan Hazine vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının “B” bendinin 5 numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere, mahkemenin takdir ve uygulaması ile yasaklamanın hükmolunan cezanın yarısından az olamayacağı da gözetilerek, “Zimmet suçunu, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanığın aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri 1 yıl 3 ay 19 gün süreyle kullanmaktan yasaklanmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2023 tarihinde karar verildi.