Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2021/12534 E. 2023/7246 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12534
KARAR NO : 2023/7246
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/2295 Esas, 2019/1974 Karar
SUÇ : Tefecilik (iki kez)
HÜKÜMLER : 1) İslahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2017 tarihli ve 2012/1141 Esas, 2017/620 sayılı Kararı ile; atılı suçtan beraat,
2) Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 03.12.2019 tarihli ve 2019/2295 Esas, 2019/1974 sayılı Kararı ile; ilk derece mahkemesince verilen beraat hükmünün kaldırılarak sanık hakkında zincirleme tefecilik suçundan mahkûmiyet.

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrasına göre temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrasına istinaden temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığının, 16.11.2012 tarihli ve 2011/1773 Soruşturma, 2012/1183 Esas, 2012/755 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında tefecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 241 inci maddesi uyarınca cezalandırılması, 53 üncü maddesi gereği hak yoksunluklarına ve 54 üncü maddesi uyarınca suça konu eşyanın müsaderesine karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmış ve açılan kamu davası İslahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1141 Esas sırasına kaydolunmuştur.
2. İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığının, 13.06.2014 tarihli ve 2013/1853 Soruşturma, 2014/571 Esas, 2014/407 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında tefecilik suçundan 5237 sayılı Kanun’un 241 inci maddesi uyarınca cezalandırılması ve 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmış, açılan kamu davası İslahiye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/181 Esas sırasına kaydedilmiştir.
3. İslahiye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.12.2015 tarihli ve 2014/181 Esas, 2015/552 sayılı Kararı ile bu davanın İslahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1141 Esas sayılı davası ile arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle birleştirilmesine ve yargılamanın İslahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1141 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
4. İslahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.11.2017 tarihli ve 2012/1141 Esas, 2017/620 sayılı Kararı ile sanık hakkında tefecilik suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine hükmedilmiştir.
5. Katılan vekilinin istinaf talebi üzerine duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 03.12.2019 tarihli ve 2019/2295 Esas, 2019/1974 sayılı Kararı ile beraat kararının kaldırılarak, sanık hakkında zincirleme tefecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 241 nci ve 43 üncü maddelerinin birinci fıkraları, 62 ve 52 nci maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 5 gün karşılığı olarak 100 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafii, kararın usûl ve yasaya aykırı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince gerçekleştirilen yargılamada ilk derece mahkemesince yapılan tespitler üzerinde durulmadan ve savunmanın aksini gösteren somut deliller ortaya konulmadan sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği sebepleriyle hükmü temyiz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın 2007, 2008, 2009 ve 2011 yıllarında farklı kişilere faiz karşılığında ödünç para verdiği iddialarıyla açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda, dosyada dinlenen tanıkların büyük bir kısmının sanık ile aralarında ticari ilişkinin bulunduğu, bu tanıkların sanığın uhdesinde ele geçirilen senetlerde borçlu olarak göründükleri, sanığın suçlamaları kabul etmediği ve tefecilik yaptığına dair tanıklar …, …. ve …’in beyanlarının da dosya kapsamı itibarıyla atılı suçun işlendiğine ilişkin kesin delil teşkil edemeyeceği, aldırılan bilirkişi raporunda da sanığın tefecilik yaptığına yönelik somut bir delil elde edilemediğinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde, tanıklar …, … ve …’ın beyanları, vergi tekniği raporu, kolluk araştırması, icra dosyaları, arama ve zapt etme tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmeyerek ilk derece mahkemesince sanık hakkında verilen beraat kararının kaldırılmasına ve zincirleme tefecilik suçundan cezalandırılmasına hükmolunmuştur.
IV. GEREKÇE
Tefecilik suçuna ilişkin olan 5237 sayılı Kanun’un suç tarihlerinde yürürlükte bulunan 241 inci maddesinin birinci fıkrasının “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlendiği, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.04.2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun 5237 sayılı Kanun’un topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği ayrıca tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, suç tarihinin ise faizin kararlaştırılıp ödünç paranın verildiği tarih olduğu,
Diğer yandan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır” hükmünün bulunduğu, 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinde mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi yine ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin yer alması gerektiğinin düzenlendiği, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde de hükmün 230 uncu maddesi gereğince gerekçeyi içermemesinin, hukuka kesin aykırılık halleri arasında sayıldığı nazara alındığında,
Sanığın kazanç elde etmek amacıyla suçtan zarar gören hangi kişilere, ne zaman ne şekilde ve ne miktarda borç para verdiğinin ve tanık beyanlarıyla dosya kapsamındaki diğer delillere neden üstünlük tanınıp sanığın savunmasına neden itibar edilmediğinin kararda tartışılmadan, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun gerekçeye yansıtılmadan gerekçesiz hüküm kurulmak suretiyle Anayasa’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasına, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesinin ve 230 uncu maddesinin birinci fıkraları ile 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine aykırı davranılması hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 03.12.2019 tarihli ve 2019/2295 Esas, 2019/1974 sayılı Kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,07.06.2023 tarihinde karar verildi.